TEKNOLOJİ VE ÇOCUK
Sevgili Aileler gerçek dünya ve sanal dünyanın ortak noktası her iki kavramında yaratığı bir dünya olmasıdır. Çocuğun dünyası sanal ve gerçek dünyadan etkilenmektedir. Ebeveynler tarafından farkedilmesi gereken en önemli bilgi bu sanal ve gerçek dünyada yaşamak çocuğun dünyasında neye hizmet ediyor? Ne kadar süre, hangi dünyada vakit geçiriyor? Hangisinde daha fazla vakit geçirmeye ihtiyacı var? Ebeveyn ihtiyacı gören rolde olması çocuğun her iki dünyada da vakit geçirmesi için sağlıklı seçimleri çocuğuna sunabilmesine yardımcı olur. Böylece çocuklar güvenli seçenekler arasından seçim yapma sorumluğunu almış olurlar.
Televizyon, bilgisayar, ipad vs. kullanım nedenlerine bakıldığında çocuklar ve yetişkinler arasında fark vardır. Yetişkinlerin çoğu televizyonu eğlenmek, kafa dağıtmak amacıyla izlerken, bilgisayarı da iş ve eğlence amacıyla kullanır, çocuklar ise eğlendirici buldukları televizyonu ve bilgisayarı, ipad ve bu sanal dünyadaki uygulamaları gerçek dünyayı tanımak ve anlamak için izlemekte ve kullanmaktadırlar. Sanal ortamların çocuk gelişiminde faydalı olup olmadığı sık sık tartışma konusu olur bu nedenle yararlılık derecesine birlikte karar verelim isterim.
0-3 yaş gelişimin en hızlı olduğu dönemdir. Aynı şekilde 3-6 yaş dönemi de gelişimin en hızlı olduğu dönemlerden biridir. Çocuğun dış dünyaya uyum sağlama süreci, gelişimi ile eş zamanlı ilerler. Çocuğun gelişimi devam ederken doğru ve yanlışı bilebilecek tek merci ebeveyn ve bakım veren kişilerdir. Çocuklar için sınır kavramı yoksa sınırsızlık vardır. Sanal dünyada yaşamak çocuk için cezbedicidir. Eğlencelidir. Çocuk oraya girdiğinde müthiş bir keyif alır. Meraklıdır. Başarma güdüsü içindedir. Başarısızlıklar karşısında öfkelenir, üzüntü hisseder, hayal kırıklığı olabilir. Bir çok duyguyu aynı gerçek dünyada olduğu gibi yaşar. Çocuk bunları aynı gerçek dünyadaki gibi yaşarken sanal dünyada ne kadar vakit geçirebileceği ile ilgili doğru kararı veremez. Bu dünyada karşılaşabileceği zararlı, korkutucu şeyleri bilebilecek kişi çocuk değildir. Buna maruz kaldığında sanal dünyada da kötü ve korkutucu şeylerin olduğunu öğrenir. Bunun sonucu olarak olumsuz deneyimler beraberinde problemleri getirmesi olası hale gelir. Gece yalnız yatamama, canavarlardan korkma, alt ıslatma vb.
Sanal dünyada başardığı veya orada kalmak için motivasyonunu yükseltecek şeyler arttıkça orada kalma isteği de aynı oranda artacaktır. Sanal dünyada geçirilen vakit 1 iken 2’ye 3 iken 4 e çıkmak isteyecektir.
Sanal ortam kullanımı 3-6 yaş grubu içinde yer alan çocuklar için çok dikkatli bir şekilde planlanmalıdır. Çünkü bu yaş grubundaki çocukların özellikle sosyal ve bedensel etkinliklere ihtiyaçları vardır. 0-6 yaş arasında öğrenme, yaşayarak(deneyimleyerek) gerçekleşmelidir. 3-6 yaş çocuklarının, arkadaşları ile koşup oynaması, oyun kurması, tartışma ve tartışmayı çözme yollarını öğrenmesi gerekmektedir. Aynı şekilde arkadaş gruplarının içinde gelişimine devam ederken sanal dünyadan da haberdar olması önemlidir. Bu nedenle kontrollü sağlanan sanal dünyayı tanıma önemlidir.
Bilgisayar, ipad ve TV başında geçirilen uzun, hareketsiz ve yalnız saatler, çocuğunuzun hem sosyal hem bedensel hemde bilişsel gelişimini olumsuz etkilemesi olasıdır. Sanal ortamda geçirilen vaktin kontrolsüz ve sınırsız olması, Okul öncesi dönemde geç konuşma, dikkati odaklayamama, iletişim sorunları vb. sorunlara yol açabilecekken ilkokul döneminde derslere karşı ilgisizlik, motivasyon eksikliği, bilgisayar, ipad, TV vb. uyaranlar dışındaki uyaranlara yeterince dikkati yoğunlaştıramama gibi sorunlara neden olabilmektedir. Bu dönemde çocukların zihinsel gelişimi, onların olayları ve sonuçlarını somut olarak algılamalarını sağlar. Bu nedenle çocukların internette şiddet içerikli çizgi filmler izlemeleri veya şiddet içerikli oyunlar oynamaları şiddeti çocuklarda sempatik ve ilgi çekici bir hale getirmektedir.
Fiziksel gelişimleri onları birçok faaliyette yetişkinlerin yardımından bağımsız kılma yetkinliği verir. Fakat uzun süreli ekran başında kalmak fiziksel problemlere yol açabilmektedir. Bu problemlerin başında; göz rahatsızlıkları, radyasyonun olumsuz etkileri, duruşta ve iskelet yapısında bozukluklar gelmektedir. Çocuklar çevrelerinde belli bir hakimiyetleri olduğunu kanıtlama çabası içindedirler. Bu nedenle anne babasının veya bakım veren kişilerin sınırlarını zorlamak isteyebilir. Dil gelişimi bu dönemde de önem taşımaktadır. Sürekli yeni kelimeler kazanmakta ve bunları sık sık kullanma isteği içerisindedirler. Bu süreçte özellikle günlük yaşamda çok fazla kullanılmayan, argo kelimeler çocukların dikkatini çekmektedir. Çizgi filmlerde dahi argo kelimelere ne kadar yer verildiğini düşünecek olursak çocukların öğrenme süreçlerinde televizyona ne derece dikkat etmemiz gerektiğini daha kolay kavrarız. Okul öncesi dönemde çocukların zihinsel gelişimi, onların olayları ve sonuçlarını somut olarak algılamalarını sağlar. Bu dönemde çocuklar, her şeyi gerçekmiş gibi algılama eğilimindedirler. Bu nedenle televizyonda izledikleri her şeyin gerçek hayatta yapılabilecek şeyler olduğu tuzağına kolayca düşmektedirler. Bu durum onların çizgi film kahramanlarının yaptığı hareketleri yapmaya çalışmalarına neden olabilmektedir.
Çocukların televizyonda gördükleri şiddet sahnelerinden etkilenmeleri de üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. Sonrasında akla gelen görüntüler ve düşünceler, onları günlerce rahatsız edebilir. Çocukların zaman zaman gerçek dışı şeylerden korkmaları nedeniyle odalarında yalnız yatmak istemediklerini hatırlamalıyız. Çocuklar arasında yaygın ve popüler olan şiddet içerikli oyunların, çocuklar üzerinde olumsuz etkileri olduğu yapılan bir çok çalışmada ortaya konmuştur.
Unutulmamalıdır ki çocukluk çağında yaşanan her deneyimin ileri ki yıllarda bir yansıması olacaktır.
Oyun Terapisti Psk. Sandy Kasar Ben